Cumhurbaşkanı kararıyla Resmi Gazete’de yayımlanan yeni düzenlemeye göre, kargo ile yurt dışından gümrüksüz alışveriş sınırı 30 euroya düşürüldü, gümrük vergisi de artırıldı. Avrupa Birliği’nden gelen siparişlerde vergi yüzde 30’a, diğer ülkelerden gelen siparişlerde ise yüzde 60’a çıkarıldı.
4458 Sayısı Gümrük Kanunun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar, Cumhurbaşkanı kararı ile Salı günü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, kargo ile gümrüksüz yurt dışı alışveriş sınırı 150 eurodan 30 euroya düşürüldü. Bu, yurt dışı merkezli e-ticaret sitelerinden 30 euronun üzerinde alışveriş yapılırsa gümrüğe takılacağı ve ithalat işlemlerine tabi olacağı anlamına geliyor.
Bu alışverişlerde gümrük vergisi de artırıldı.
Avrupa Birliği ülkelerinden gelen ürünlere artık yüzde 20 yerine yüzde 30 oranında vergi uygulanacak.
Diğer ülkelerden gelen ürünlerde vergi oranı ise yüzde 30’dan yüzde 60’a çıkarıldı.
Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) muaf tutulmamış ürünlerden de ayrıca yüzde 20 ÖTV alınıyor.
Gümrük muafiyeti sınırı ilaçlarda ise 1500 euro olarak belirlendi.
Karar, 21 Ağustos’ta yürürlüğe girecek.
Nike, online siparişlerini durdurdu
Kararın ilk etkilerinden biri dünyanın en meşhur ayakkabı şirketlerinden olan Nike’ın online siparişlerini askıya almasıyla gerçekleşti.
ABD merkezli spor giyim şirketi olan Nike, internet sitesinde Cuma günü yayınladığı açıklamada Türkiye’deki online satışlarını askıya aldığını duyurdu.
Türkiye’deki gümrük mevzuatında yapılan son değişiklikler nedeniyle siparişlerini durdurduğunu belirten şirket, siparişlerinin sorunsuz bir şekilde ulaşmasını garanti edemediklerini belirtti.
Açıklamada, “Türkiye gümrük mevzuatında yapılan son değişikliklerin Türkiye’deki tüketicilerimizin alışveriş deneyimine etkisini incelemeye devam ediyoruz” ifadesi kullanıldı.
Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu?
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çarşamba günü İstanbul’da katıldığı Hazır Giyim Fuarı’nda, ek vergiye dair açıklama yaptı ve amaçlarının üreticilerin pazar kaybı yaşamaması olduğunu belirtti.
Bakan Bolat, “E-ticaret ile ilgili yapılan işlemlerde sektörlerde, ürünlerde çok hızlı değişimler oluyor. Çok hızlı pazar payları değişimleri meydana geliyor. Özellikle küçük esnaf, tüccarlar, ticaret odaları, esnaf ve sanayi odaları bize bu konuda yoğun şikayette bulundu. Buradaki amacımız ülkemizin ekonomisinde üreten kesimin ve ekonomideki esnaf, KOBİ, tacir, mağaza sahibi gibi kesimlerin yoğun bir şekilde pazar ve istihdam kaybı yaşamasının ve ülkemizin döviz kaybı şeklindeki olumsuz etkilerin azaltılması” diye konuştu.
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, “Türkiye’de uzun zamandır kontrollü serbest kur rejimi devam ettiği ve içeride enflasyonun aylık artışı hız kesmediği için”, yurt dışı mal ve hizmetlerin daha ucuz hale geldiğini ve bu nedenle tüketicilerin Avrupa ya da Çin merkezli pazar yerlerine yöneldiğini söylüyor.
Ancak bu durum döviz likiditesini azaltıyor, tüketim malı ithalatını da artırıyor.
Aynı ürünün yurt içinde daha pahalı olması ve bu nedenle talebin de azalması durumunda, firmaların gelirleri de azalıyor.
Prof. Dr. Yılmaz, “Düzenlemeyle amaçlananlardan biri yerli firmalara olan talebi ve firmaların gelirlerini artırmak” diyor.
Ticaret Bakanlığı da benzer nedenlerden söz etti.
Bakan Ömer Bolat Pazartesi günü CNBC-e’ye yaptığı açıklamada, Çin merkezli çevrimiçi pazar yeri Temu ile ilgili yeni bir düzenleme üzerinde çalışıldığını açıklamıştı.
Soru üzerine Bakan Bolat, “Bu sitenin çok yakın takipçisiyiz. Gerekli kararları yakında göreceksiniz. İlgili önlemleri Resmi Gazete’de yayınlayacağız” demişti.
Bolat, düzenlemenin yurt içi merkezli şirketlerin ve pazar yerlerinin yurt dışı rakipleri karşısında rekabet gücünü korumayı hedeflediğini kaydetti.
Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da bu düzenlemenin, hem “kalite düşüklüğü” nedeniyle tüketicilerden gelen, hem de “satış, üretim ve istihdam kaybı” nedeniyle de imalatçılar, satıcılar ile esnaf, ticaret ve sanayi odalarından gelen şikayetler doğrultusunda alındığı belirtildi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Merkez Direktörü H. Hakan Yılmaz, düzenlemeye üç nedenle ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor.
Bunlardan ilki, “2024 yılı bütçe hedeflerine ulaşma konusunda şu ana kadar çıkarılan düzenlemeler yeterli olmadığı için kaynak yaratma.”
İkincisi ise, “Ocak-Haziran dış ticaret rakamlarında ithalat % 8,4 düşmesine rağmen ithalatta tüketim mallarının payının artıyor olması nedeniyle, bu artışı azaltmaya çalışma.”
Yılmaz “yerli üreticiyi rekabet avantajı olan yurt dışı firmalara karşı koruma” amacının ise “tüketici açısından açık bir şekilde refah kaybına” yol açtığını belirtiyor.
Tüketiciler bu düzenlemeden nasıl etkilenecek?
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Dövizi yurt içinde tutmaya yönelik bir tedbir olarak görülse de, asıl amacın yurt içerisinde faaliyet gösteren pazar yeri firmalarına sektörde avantaj sağlama olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Ancak düzenlemenin rekabeti azaltacağı için tüketicileri dezavantajlı konuma düşüreceğini söylüyor:
“Kısa bir süre sonra, yurt içerisindeki firmaların tekelleşmesine ve sermayenin belli bir yerde toplanıp, hakim hale gelmesine yol açacaktır. Tüketici için seçenek ne kadar çok olursa, tüketici o kadar ucuz ve kaliteli hizmet ve ürün alır.”
Uzmanlar, vergi artışının ithal ve yerli ürünlerin fiyatlarında artışa yol açacağında hemfikir.
TEPAV Merkez Direktörü Yılmaz, “Vergi kadar fiyatlar da yukarıya çekileceği için, bu düzenleme enflasyonla mücadele programını olumsuz etkileyecek” diyor.
Tüketiciler Birliği Federasyonu, söz konusu Cumhurbaşkanı kararına ilişkin itirazlarını Eylül ayında Ticaret Bakanlığı nezdinde yapılacak Tüketici Konseyi Toplantısı’nda dile getirecek, TBMM ve Bakanlık’ta lobi çalışmaları yürütecek.
Federasyon başkanı Deniz, gelecekte Rekabet Kurumu’na da itirazda bulunabileceklerini söylüyor.
Tüketiciler neden yurt dışındaki pazar yerlerine yöneliyor?
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Deniz’e göre bunun birkaç sebebi var.
Birincisi, fiyat-kalite parametresinin tüketici açısından daha cazip olması. İkincisi, satış sonrası hizmetlerde, yurt dışı kaynaklı pazar yeri firmalarının tüketicileri daha fazla memnun etmesi.
Deniz, Türkiye’deki pazar yeri firmalarını kısıtlayan ve tüketicileri koruyan çok sayıda düzenleme olmasına rağmen, tüketicilerin yine de sorunlar yaşadığını söylüyor:
“Örneğin, tüketiciler 14 gün içerisine herhangi bir gerekçe göstermeden ürünü iade hakkına sahip ama tüketici bu hakkını kullandığında, Türkiye’deki pazar yeri firmaları kimi zaman öyle prosedürler üretiyor ki, tüketici parasını geri alana kadar 2-3 ay geçiyor. Bu da, tüketicinin parasının pazar yeri firması ya da satın aldığı mağaza lehine 0 faizli kredi gibi kullanılabilmesi anlamına geliyor.”
Tüketicileri yurt dışındaki pazar yerlerine iten bir diğer sebep de kargo güvenliği.
Deniz, “Yurt dışından bir kargo geldiğinde, kargonun hasar görmemesi için her türlü önlemin alındığını biliyoruz. Yurt içinde pek çok tüketiciden, kargo ile aldığı ürünün hasarlı olduğuna dair şikayet alıyoruz” diyor.
Düzenlemenin bütçeye etkisi ne olur?
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, gümrük vergisindeki yeni düzenlemenin bütçede büyük bir etki yaratmayacağını söylüyor:
“Gümrük vergisi gelirlerinin toplam bütçe gelirleri içindeki payı, geçen yıl yüzde 3,16 idi. Son üç yılın ortalaması da yüzde 3,2 düzeyinde. Ayrıca bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, gümrük vergisinin konusunun dar bir kısmıdır. O nedenle bütçeye etkisi sınırlı düzeyde kalacaktır.”
TEPAV Merkez Direktörü Yılmaz da “Bu düzenlemenin temel motivasyonu 2024 yılı bütçe vergi gelirlerini artırmak ama yeterli kaynak sağlayacağını düşünmüyorum” diyor.
Yurt dışından verilen siparişlerin toplam e-ticaretteki payı ne?
Ticaret Bakanlığı’nın Mayıs tarihli ‘Türkiye’de E-ticaretin Görünümü’ isimli raporuna göre, e-ticaret hacmi 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 115,15 artarak 1,85 trilyon TL’ye ulaştı. İşlem sayısı ise yüzde 22,25 artarak 5,87 milyar adet oldu.
2023 yılında yurt içi harcamaların payı yüzde 93,37 olarak gerçekleşti.
Türkiye’deki vatandaşların yurt dışından yaptığı alımların payı ise yüzde 3,75 oldu.