Paris’te düzenlenen couture defilesinden bir gün önce Dilek Hanif’le buluşup yeni koleksiyonundan ve projelerinden konuştuk.
| Dilek Hanif |
1990 yılında kendi hazır giyim markasını kurarak moda sektörüne adım atan Dilek Hanif, 2004 yılındaki couture defilesi ile Paris Haute Couture Moda Haftası dahilinde koleksiyonunu sunan ilk Türk moda tasarımcısı.
Dilek Hanif, Türkiye’de alışık olduğumuz kalıpların dışına çıkarak bizleri “Sade Şık” tarzıyla tanıştırdığı 20 yıllık kariyerinde, Türkiye’nin tekstil üretiminin yanı sıra moda ile anılmasında önemli rol oynayanların başında geliyor.
Dilek Hanif “couture” kavramına hak ettiği değeri veren nadir isimlerden. Türkiye’de yaşanan anlam karmaşasına karşılık kendisi, öncü ve idealist bir eğitmencesine, Paris’teki Haute Couture Federasyonu tarafından belirlenen şartları yerine getirerek resmi Haute Couture üyesi olma yolunda ilerliyor.
Tasarımcı yaptığı işe güvenini dünya platformunda sınamak için Paris’e geliyor ve sonuç olarak uluslararası basında yer alarak müşteri portföyüne çeşit katıyor. Hanif ayrıca önümüzdeki yıl sonunda Paris’te bir showroom açarak Federasyonun resmi üyelik şartlarından birini daha yerine getirmiş olacak.
Dilek Hanif’in Fransız couture markalarına karşı avantajı ise aynı kalitedeki koleksiyonunu onlara kıyasla daha uygun fiyata sunuyor olması.
Tasarımcı couture defilelerini bir vitrin gibi pazarlama stratejisinde kullanarak hazır giyim koleksiyonlarını öne çıkarmayı hedefliyor. Bunun adına projeleri arasında 20 kişilik ekibinin çalıştığı Teşvikiye’deki atölyesine yeni bir adres daha eklemek yer alıyor. Bu lüks koleksiyonlar önümüzdeki sezondan itibaren İstanbul Harvey Nichols dahil olmak üzere dünyanın önde gelen seçkin butiklerinde satışa sunulacaklar.
Dilek Hanif, çalışmalarında her seferinde farklı kumaş, teknik ve kesimlere yer vermeye çalışıyor. Kendisine son koleksiyonunun ilham kaynaklarını sorduğumuzda ise, “Bu sezon için Karadeniz yöresinde yapılan Trabzon bileziklerindeki örgü işçiliğine koleksiyonumda yer verdim ve “tepelik” adındaki şapkaya benzer aksesuarları yorumladım. Sonuçta özgür, feminen ve elegan bir kadın göreceğiz.” diye cevap verdi.
 Dilek Hanif, 2011 İlkbahar-Yaz Couture Koleksiyonu |
Dilek Hanif İlkbahar-Yaz 2011 Couture defilesi..
26 Ocak 2011 tarihinde Paris Hôtel de Crillon’da düzenlenen Dilek Hanif İlkbahar-Yaz 2011 Couture defilesi bizleri Ege adalarından başlayıp İstanbul’a götüren bir yolculuğa davet ediyor.
Fondaki Parizyen müzik ve defiledeki kimi bol dökümlü kimi püsküllü parçalar ise bizlere 20’li yılları çağrıştırıyor.
Defilede göz alıcı kristallerin zarifçe işlendiği, hafif ve uçuşkan, açık renk şifondan Helenistik parçaları, Türk kültürünü hissettiren, baştan aşağa tüm sırtı nakış işli bir elbise takip ediyor.
Günbatımı rengini kendine hapsetmiş bir elbisenin ardından gelen, drape detaylı asimetrik mini elbiselerin derin yeşil kumaşlarında ise Hanif’in çalışmalarının başlıca kaynağı olan Osmanlı’yı rahatlıkla fark ediyoruz.
Ayrıca tasarımcı, dekolte ve transparanı büyük bir ustalıkla koleksiyonundaki parçalara dağıtarak Dilek Hanif kadınının aynı zamanda cazibeli olduğunu da bizlere hatırlatıyor.
Özetle 2011 İlkbahar-Yaz couture koleksiyonunda da gelenek ve yenilik buluşarak “Sade Şıklık” ortaya çıkıyor.
Tasarımcı, kararlılığı, kendine güveni ve zerafeti ile modern Türk kadınını dünya moda sahnesinde büyük bir başarıyla temsil etmeye devam ediyor. Teşekkürler Dilek Hanif.
